Yeşil Sahanın Küresel Yolculuğu: Futbolun Tarihçesi, Kökenleri ve İslam Dünyasıyla Etkileşimi
Giriş
Bugün milyarlarca insanı peşinden sürükleyen, ulusal kimliklerin bir parçası haline gelen ve devasa bir ekonomik endüstriye dönüşen futbol, kökenleri antik çağlara uzanan uzun ve karmaşık bir evrimin ürünüdür. Basit bir top oyunundan küresel bir kültürel, ekonomik ve politik fenomene dönüşen bu sporun yolculuğu, insanlık tarihinin sosyal, kültürel ve teknolojik değişimleriyle paralellik gösterir. Bu rapor, futbol olgusunu üç temel eksende derinlemesine incelemeyi amaçlamaktadır: Birincisi, dünyanın farklı coğrafyalarında ortaya çıkan antik atalarını ve bu kadim oyunların modern futbola bıraktığı mirası analiz etmek. İkincisi, modern futbolun bugünkü formuna nasıl kavuştuğunu, 19. yüzyıl İngiltere'sinin sosyal ve kültürel dinamikleri içinde kurallarının nasıl standartlaştırıldığını ortaya koymak. Üçüncüsü ve en önemlisi, futbolun İslam medeniyeti ve fıkhı ile olan derin, çok katmanlı ve sıklıkla yanlış anlaşılan ilişkisini tarihsel, teolojik ve güncel boyutlarıyla değerlendirmek. Bu çalışma, okuyucuya sadece tarihsel bir kronoloji sunmakla kalmayıp, aynı zamanda sporun toplumsal, kültürel ve teolojik katmanlarına dair analitik bir bakış açısı kazandırmayı hedeflemektedir.
Bölüm 1: Futbolun Antik Ataları: Dünyanın Dört Bir Yanındaki Kadim Top Oyunları
Modern futbol, tek bir mucidin eseri değildir; aksine, farklı medeniyetlerde, farklı amaçlarla ve farklı kurallarla oynanan çok sayıda top oyununun ortak mirasçısıdır. Bu oyunlar, insanlığın evrensel oyun oynama arzusunun ve fiziksel rekabet ihtiyacının bir yansımasıdır. FIFA tarafından da tanınan bu antik formlar, modern oyunun temel dinamiklerine dair önemli ipuçları barındırmaktadır.
1.1. Asya'nın Mirası: Çin'de Cuju ve Japonya'da Kemari
FIFA'nın bilimsel kanıtlarla desteklenen en eski futbol formu olarak kabul ettiği oyun, antik Çin'de ortaya çıkan "Cuju"dur.
Cuju'nun iki temel formu bulunmaktaydı: Rekabetçi bir versiyon olan Zhu Qiu'da iki takım gol atmak için mücadele ederken, Baida adı verilen diğer versiyonda amaç topu yere düşürmeden estetik ve beceriye dayalı vuruşlar sergilemekti.
Cuju'nun askeri bir talim olarak başlaması, sporun kökenlerinin sıklıkla fiziksel yeterlilik, disiplin ve takım çalışması gibi pratik ihtiyaçlardan doğduğunu göstermektedir. Oyunun zamanla profesyonel performanslara ve bir "sanat formuna" evrilmesi, sporun toplumsal katmanlar arasındaki statü değişiminin erken bir örneğidir. Cuju'nun el kullanmayı yasaklayan ve belirli bir hedefe isabeti amaçlayan yapısı, onu daha çok rugby'ye benzeyen Batılı antik oyunlardan ayırır. Bu durum, "ayakla top oynama" fikrinin evrensel olmasına rağmen, kültürel bağlamın oyunun nihai formunu (mücadele odaklı veya beceri odaklı) belirlediğini ortaya koymaktadır.
1.2. Antik Yunan ve Roma Arenaları: Episkyros ve Harpastum
Antik Yunan'da oynanan ve FIFA tarafından futbolun erken bir formu olarak tanınan "Episkyros" ($ἐπίσκυρος$), Cuju'dan oldukça farklı bir yapıya sahipti.
Yunan medeniyetinin pek çok unsuru gibi Episkyros da Romalılar tarafından benimsenmiş ve "Harpastum" adıyla dönüştürülmüştür.
Bu oyunlar, Cuju'nun aksine, topu bir hedefe sokmaktan ziyade alan kazanma ve topu rakip sahaya taşıma üzerine kuruluydu. Bu mantık, modern rugby ve Amerikan futbolunun temelini oluşturur. Oyunların şiddet içeren doğası, antik dünyada sporun genellikle savaş simülasyonu ve askeri hazırlık ile ne kadar iç içe olduğunu göstermektedir.
1.3. Orta Asya Bozkırlarından Bir Yankı: Türklerde "Tepük" Oyunu
Eski Türk kültüründe de ayakla oynanan top oyunlarının varlığına dair izler bulunmaktadır. Bazı kaynaklar ve eski Türk destanları, kökeni M.Ö. 8000'lere kadar dayandığı iddia edilen, ayakla ve yuvarlak bir cisimle oynanan "Tepük" adlı bir oyundan bahsetmektedir.
Tablo 1: Futbolun Antik Atalarının Karşılaştırmalı Analizi
Oyun Adı | Medeniyet/Coğrafya | Tarihsel Dönem | Temel Amaç | El Kullanımı | Oyuncu Sayısı (Tahmini) | Oynanış Amacı | Modern Futbola Benzerliği |
Cuju | Antik Çin | M.Ö. 3. yy - M.S. 14. yy | Gol Atma (Delikten geçirme) | Yasak | 12-16 (takım başına) | Askeri Eğitim, Eğlence, Ritüel | Yüksek |
Kemari | Japonya | M.S. 7. yy'dan itibaren | Ritüel (Topu düşürmemek) | Yasak | 6-8 (daire şeklinde) | Ritüel, Soylu Eğlencesi | Düşük |
Episkyros | Antik Yunan | M.Ö. 5. yy civarı | Alan Kazanma (Çizgiyi geçme) | Serbest | 12-14 (takım başına) | Askeri Eğitim, Eğlence | Orta (Rugby'ye daha yakın) |
Harpastum | Roma İmparatorluğu | M.Ö. 3. yy - M.S. 4. yy | Topu Sahada Tutma/Alan Kazanma | Serbest | 12-14 (takım başına) | Askeri Eğitim, Eğlence | Orta (Rugby'ye daha yakın) |
Tepük | Orta Asya Türkleri | Antik Çağlar (iddia) | Bilinmiyor | Bilinmiyor | Bilinmiyor | Spor, Eğlence | Bilinmiyor (Düşük kanıt) |
Bölüm 2: Modern Futbolun Doğuşu: 19. Yüzyıl İngiltere'sinde Kuralların Standardizasyonu
Farklı coğrafyalardaki antik oyunlardan, evrensel kurallara sahip modern bir spora geçişin sancılı ama belirleyici süreci 19. yüzyıl İngiltere'sinde yaşanmıştır. Sanayi Devrimi'nin getirdiği toplumsal dönüşümler, bu sürecin hem tetikleyicisi hem de şekillendiricisi olmuştur.
2.1. Sanayi Devrimi, Halk Okulları ve "Cambridge Kuralları"
yüzyıl İngiltere'sinde Sanayi Devrimi, kentleşme ve orta sınıfın yükselişi, boş zaman aktivitelerinin yeniden tanımlanmasına yol açtı.
16 Futbol, hem fabrikalarda çalışan işçi sınıfı arasında hem de elit kesimin eğitim gördüğü halk okullarında (public schools) popülerleşti.16 Ancak bu okulların her biri (Eton, Harrow, Rugby, Charterhouse vb.) kendi geleneklerine ve en önemlisi oyun sahalarının fiziksel koşullarına göre farklı kurallar geliştirmişti.18 Örneğin, etrafı duvarlarla çevrili dar manastır avlularında oynayan Charterhouse ve Westminster öğrencileri, top sürme (dribbling) becerilerini öne çıkaran bir oyun tarzı benimsemişti. Buna karşılık, geniş ve açık sahalara sahip olan Eton ve Rugby gibi okullar, topu elle taşımaya veya uzun vurmaya dayalı daha fiziksel oyunlar geliştirmişti.18 Bu durum, oyun sahasının fiziksel özelliklerinin, oyunun kurallarını ve stratejisini doğrudan şekillendirdiğini gösteren mikro düzeyde bir "coğrafi determinizm" örneğidir.
Bu kural çeşitliliği, okullar arası maçların oynanmasını neredeyse imkansız hale getiriyordu.
2.2. Bir Dönüm Noktası: İngiltere Futbol Birliği'nin (The FA) Kuruluşu ve Kurallar Üzerindeki Tartışmalar
Modern futbolun resmi doğum tarihi olarak kabul edilen olay, 26 Ekim 1863'te Londra'daki Freemasons' Tavern'de gerçekleşti. Ebenezer Cobb Morley'in çağrısıyla bir araya gelen 11 kulüp ve okul temsilcisi, oyun için evrensel bir kural seti oluşturmak amacıyla The Football Association'ı (FA) kurdu.
Altı hafta süren toplantılar boyunca en hararetli tartışmalar, oyunun doğasını temelden etkileyecek iki kural üzerinde yoğunlaştı: "hacking" (rakibin kaval kemiğine tekme atarak onu durdurmak) ve topu elle taşıma serbestisi.
2.3. Oyunun Küreselleşmesi: Profesyonellik, Liglerin Kurulması ve FIFA'nın Yükselişi
Kuralların standartlaştırılması, futbolun hızla organize bir yapıya kavuşmasını sağladı. 1871'de, tüm kulüplerin katılabildiği ilk ulusal turnuva olan FA Cup (İngiltere Federasyon Kupası) başladı.
Futbol, Britanya İmparatorluğu'nun ekonomik ve kültürel hegemonyasına paralel olarak, İngiliz denizciler, tüccarlar, mühendisler ve işçiler aracılığıyla tüm dünyaya yayıldı.
Bölüm 3: Futbolun Osmanlı Topraklarına Girişi ve Türkiye'de Kök Salması
Modern futbol, Osmanlı İmparatorluğu'na bir "ithal ürün" olarak girdi ve zamanla yerel kimliklerin, milliyetçi akımların ve siyasetin bir aracı haline gelerek toplumsal dokuya derinlemesine işledi.
3.1. Liman Kentlerinden İmparatorluğa Yayılan Ateş: Selanik, İzmir ve İstanbul
Futbol, Osmanlı topraklarına ilk olarak 19. yüzyılın son çeyreğinde, imparatorluğun dış dünyaya en açık pencereleri olan liman kentleri Selanik, İzmir ve İstanbul üzerinden girdi.
3.2. Azınlık Kulüplerinden Türk Takımlarına: İlk Kulüpler ve Milliyetçiliğin Yükselişi
Futbolun ilk yıllarında kurulan kulüpler, imparatorluğun kozmopolit yapısını yansıtıyordu. İlk futbol kulüpleri İngilizler, Rumlar ve Ermeniler tarafından kuruldu.
Bu yasağa rağmen futbol oynayan ilk Türklerin varlığı da kayıtlarda yer almaktadır. İlk Türk futbolcusunun Fuat Hüsnü Bey olduğu, kurulan ilk Türk futbol takımının ise ömrü çok kısa süren "Black Stocking" (Siyah Çoraplılar) olduğu belirtilmektedir.
3.3. "Üç Büyükler"in Doğuşu ve Cumhuriyet Döneminde Futbolun Kurumsallaşması
Meşrutiyet'in getirdiği özgürlük ortamında, bugün Türk futbolunun temel direkleri olan kulüpler kuruldu: Beşiktaş Jimnastik Kulübü (1903'te kuruldu, futbol şubesi 1910'dan sonra ağırlık kazandı), Galatasaray (1905) ve Fenerbahçe (1907).
Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte futbol, yeni ulus-devletin kimlik inşası sürecinde önemli bir rol oynamaya devam etti. Ancak ilginç bir dinamik yaşandı: Siyasi merkez Ankara'ya taşınmasına rağmen, futbolun kültürel ve popüler merkezi İstanbul olarak kaldı.
Bölüm 4: İslam Perspektifinden Spor ve Futbol: Tarihsel ve Fıkhi Bir Değerlendirme
Futbolun İslam dünyasındaki yeri, genellikle yüzeysel "helal" veya "haram" ikilemine indirgenen, ancak aslında çok daha derin tarihsel, kültürel ve fıkhi boyutları olan bir konudur. Bu ilişkiyi doğru anlamak için, İslam'ın spora genel yaklaşımını, tarihsel yanılgıları ve İslam hukukunun (fıkıh) metodolojisini anlamak gerekir.
4.1. Nebevi Gelenekte Beden Eğitimi: Peygamber Tarafından Teşvik Edilen Sporlar
İslam dini, hem bedensel hem de ruhsal sağlığı geliştiren faaliyetlere genel olarak olumlu yaklaşır.
Bu teşvik edilen sporların dönemin savaş ve hayatta kalma becerileriyle doğrudan ilişkili olması, sporun pratik faydasının da gözetildiğini gösterir. Ancak buradaki asıl ilke, bedeni ve zihni sağlıklı ve güçlü tutmaktır. Dolayısıyla fıkhi bir bakış açısıyla, futbol gibi modern sporlar da bu genel ilke çerçevesinde değerlendirilebilir. Ayrıca, İslam öncesi Cahiliye döneminde Mekkelilerin "kurrek" adıyla bilinen bir tür top oyunu oynadıklarına ve Hz. Peygamber'in bunu yasakladığına dair bir bilgi olmadığına yönelik rivayetler, top oyunlarının İslam coğrafyasına yabancı bir pratik olmadığını göstermektedir.
4.2. Tarihsel Yanılgıların Analizi: "Hz. Hüseyin'in Başı" Rivayetinin Kökeni ve Eleştirisi
Halk arasında zaman zaman dile getirilen, "Futbol oynamak günahtır, çünkü Kerbela'da şehit edilen Hz. Hüseyin'in kesik başıyla top gibi oynanmıştır" şeklindeki iddianın, güvenilir tarihsel ve dini kaynaklarda hiçbir temeli bulunmamaktadır.
Bu mitin varlığı ve yaygınlığı, travmatik tarihsel olayların (Kerbela Vakası) halk hafızasında nasıl sembolik anlamlar kazandığını ve moderniteyle karşılaşan geleneksel toplumların, bu yeni olguları kendi ahlaki referans çerçevelerine oturtmak için nasıl anlatılar üretebildiğini gösteren sosyolojik bir olgudur. Bu rivayet, futbolu gayrimeşru kılmak için güçlü bir duygusal ve tarihsel anlatı kullanma çabasıdır ve fıkıh alimlerinin metodolojik yaklaşımı ile halk arasında dolaşan temelsiz anlatılar arasındaki farkı net bir şekilde ortaya koymaktadır.
4.3. İslam Hukukunda (Fıkıh) Futbolun Yeri: Caiz Olmasının Şartları
İslam hukukunun temel prensiplerinden biri, hakkında açık ve kesin bir yasaklayıcı delil (nas) bulunmayan her şeyin ve eylemin temel olarak mubah (helal, serbest) kabul edilmesidir (eşyada aslolan ibahadır).
Bu bağlamda, futbolun caiz olabilmesi için İslam alimleri tarafından belirlenen temel şartlar şunlardır:
Kumar ve Bahis İçermemesi: Spor müsabakaları üzerinden kazanç elde etme amacı güden her türlü bahis ve şans oyunu, Kur'an'da kesin olarak yasaklanan kumar kapsamına girer ve haramdır.
40 Temel Görevleri Aksatmaması: Namaz gibi farz ibadetlerin vaktinde kılınmasına engel olmamalı, aileye, işe ve diğer temel insani sorumlulukların ihmal edilmesine yol açmamalıdır.
35 Avret Yerlerinin Örtülmesi (Setr-i Avret): İslam hukukuna göre erkeklerin örtmesi farz olan avret mahalli, göbek ile diz kapağı arasıdır. Futbolcuların giydiği şortların genellikle diz kapağını açıkta bırakması, hem oynamayı hem de bu haliyle izlemeyi fıkhen sorunlu hale getiren en önemli konulardan biridir.
39 Zarar Vermemesi: Oyun, oyuncunun kendisine veya rakibine kasıtlı olarak zarar vermesine, şiddete ve yaralanmalara sebep olmamalıdır.
35 Taassup ve Düşmanlığa Yol Açmaması: Taraftarlık, insanlar ve toplumlar arasında kin, nefret, düşmanlık ve ayrımcılığa dönüşmemelidir.
35
Bu şartlar, fıkhın modern yaşamın getirdiği yeni olgulara nasıl yaklaştığını gösteren dinamik bir örnektir. Futbol bir "araç"tır. Eğer bedeni güçlendirmek, sağlıklı yaşamak veya meşru bir eğlence gibi helal bir "amaca" hizmet ediyor ve haram unsurlar içermiyorsa caizdir. Ancak kumara, ibadetten alıkoymaya veya ahlaki değerlerin çiğnenmesine "araç" oluyorsa gayrimeşru hale gelir.
Tablo 2: İslam Fıkhına Göre Futbol Oynamanın ve İzlemenin Hükmü
Şart / Unsur | Fıkhi Değerlendirme ve Gerekçesi |
Oyunun Kendisi | Caiz (Mubah): Özü itibarıyla bir spor ve eğlence aktivitesidir. Hakkında yasaklayıcı bir nas (delil) yoktur. Eşyada aslolan ibahadır ilkesi geçerlidir. |
Kumar / Bahis | Haram: Taraflardan birinin kazanıp diğerinin kaybettiği, şansa dayalı her türlü kazanç kumar sayılır ve kesin olarak yasaklanmıştır (Kur'an, Maide 5:90). |
İbadetlerin İhmali | Haram: Farz olan namaz gibi ibadetleri veya temel sorumlulukları terk etmeye veya geciktirmeye sebep olması durumunda haramlaşır. |
Setr-i Avret (Giyim) | Sorunlu / Haram: Erkeklerin avret mahalli olan göbek-diz kapağı arasının açılması haramdır. Bu kurala uymayan kıyafetlerle oynamak veya bu durumu izlemek caiz görülmez. |
Aşırı Taraftarlık | Haram / Mekruh: Kin, nefret, düşmanlık, hakaret ve şiddete yol açan taassup derecesindeki taraftarlık İslam ahlakına aykırıdır ve haramdır. |
Zaman İsrafı (Malayani) | Mekruh: Kişiyi daha önemli ve faydalı işlerden alıkoyan, aşırıya kaçan ve bir fayda sağlamayan meşguliyet (malayani) hoş karşılanmaz. |
Niyet | Sevaba Dönüşebilir: Beden sağlığını korumak, dinine ve vatanına daha iyi hizmet etmek için güçlü olmak gibi iyi bir niyetle yapıldığında ibadet değeri kazanabilir. |
Bölüm 5: Küresel Sahada Müslüman Kimliği: Modern Futbolda İslam'ın Görünürlüğü ve Etkisi
Günümüzde futbol, sadece bir spor olmanın ötesinde, Müslüman kimliğinin küresel ölçekte ifade edildiği, müzakere edildiği ve algılandığı en önemli platformlardan biri haline gelmiştir. Müslüman futbolcular, bu platformu hem inançlarını yaşamak hem de toplumsal algıyı şekillendirmek için kullanmaktadır.
5.1. İkonik Figürler: İnançlarını Sahada ve Saha Dışında Yaşayan Müslüman Futbolcular
Mohamed Salah, Sadio Mané, Karim Benzema, Mesut Özil ve Paul Pogba gibi dünya çapında milyonlarca hayranı olan Müslüman futbolcular, inançlarını kamusal alanda görünür kılmaktadırlar.
Bu görünürlük saha içiyle sınırlı değildir. Özellikle Sadio Mané'nin Senegal'deki doğduğu köye hastane, okul ve postane yaptırması, her aileye aylık maddi destek sağlaması gibi kapsamlı hayır işleri, İslam'ın temel direklerinden olan "zekat" ve "sadaka" kavramlarının modern ve etkili bir yansımasıdır.
5.2. "Salah Etkisi": İslamofobi ile Mücadelede Sporun Rolü
Popüler bir Müslüman figürün varlığının, Batı toplumlarındaki önyargıları ve İslamofobiyi azaltmada somut bir etkiye sahip olabileceği, "Salah Etkisi" olarak bilinen olguyla kanıtlanmıştır. Stanford Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, Mısırlı futbolcu Mohamed Salah'ın Liverpool FC'ye transfer olmasının ardından, takımın bulunduğu Merseyside bölgesindeki nefret suçlarında %18.9'luk bir düşüş yaşandığını ve Liverpool taraftarlarının sosyal medyadaki Müslüman karşıtı paylaşımlarının yarı yarıya azaldığını ortaya koymuştur.
Bu durum, sosyal psikolojideki "Temas Hipotezi"nin (farklı gruplar arasındaki pozitif temasın önyargıyı azalttığı teorisi) güçlü bir kanıtıdır. Milyonlarca insan Salah ile doğrudan temas kurmasa da, medya aracılığıyla kurulan bu "parasosyal etkileşim" (tek taraflı, hayranlık temelli ilişki), onu "öteki" olarak değil, "bizden biri" olarak görmelerini sağlar. Bu, soyut ve genellikle negatif olan "Müslüman" kategorisinin yerine, somut ve pozitif bir birey olan "Mohamed Salah"ın konulmasıyla bilişsel kalıpları kırar ve sporun, siyasi söylemlerin başaramadığı bir sosyal değişimi tetikleme potansiyelini gösterir.
5.3. Pratik ve Teolojik Meseleler: Ramazan Orucu, Forma Sponsorlukları ve Modern Futbolun Meydan Okumaları
Profesyonel futbolun endüstriyel yapısı, dini yükümlülüklerini yerine getirmek isteyen Müslüman sporcular için bazı pratik ve etik zorluklar barındırmaktadır. Ramazan ayında oruç tutarken yüksek tempolu maçlara ve antrenmanlara çıkmak, bu zorlukların başında gelmektedir.
Formalardaki alkol veya bahis şirketi reklamları gibi konular da fıkhi tartışmalara yol açmaktadır.
Sonuç
Futbolun antik çağların ritüelistik oyunlarından günümüzün küresel endüstrisine uzanan yolculuğu, insanlık tarihinin bir özetini sunmaktadır. Bu yolculuk, oyunun sadece bir fiziksel aktivite olmadığını; aynı zamanda kültürel değerlerin, sosyal değişimlerin, politik ideolojilerin ve dini kimliklerin yansıtıldığı, şekillendirildiği ve müzakere edildiği dinamik bir arena olduğunu kanıtlamıştır.
Raporun ortaya koyduğu gibi, futbolun kökenleri tek bir medeniyete değil, Çin'in beceri odaklı Cuju'sundan Roma'nın mücadeleci Harpastum'una kadar uzanan zengin bir mirasa dayanmaktadır. Modern formunun 19. yüzyıl İngiltere'sinde, sosyal uzlaşma ve standardizasyon ihtiyacının bir ürünü olarak doğması, oyunun evrenselleşmesinin temelini atmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'na bir modernleşme sembolü olarak giren futbol, zamanla milliyetçi kimliğin en güçlü ifade araçlarından birine dönüşmüştür.
Futbolun İslam dünyasıyla ilişkisi ise, basit bir kabul veya ret ikileminden çok daha karmaşıktır. İslam fıkhı, oyunu özü itibarıyla meşru kabul ederken, onu kumar, ibadetlerin ihmali, ahlaki sınırların aşılması gibi olumsuz unsurlardan arındıran bir çerçeve çizmektedir. Bu, statik bir yasaklamadan ziyade, dinamik bir ahlaki değerlendirme sürecidir. Günümüzde Mohamed Salah ve Sadio Mané gibi figürler aracılığıyla futbol, Müslüman kimliğinin küresel sahnede pozitif bir şekilde temsil edildiği, İslamofobi gibi önyargılarla mücadelede etkili bir araç haline geldiği ve İslami değerlerin modern dünyada nasıl yaşanabileceğine dair ilham verici örnekler sunduğu bir platforma dönüşmüştür. Sonuç olarak futbol, farklı kültürler ve inançlar için bir ayna görevi görmeye devam etmekte; sahanın yeşil zemininde sadece bir top değil, aynı zamanda kimlikler, değerler ve umutlar da yuvarlanmaktadır.
KAYNAKLARIMIZ: